Türkçe Deyimler Sözlüğü

gibi deyimleri

Deyimler sözlüğümüzde bulunan, gibi ile ilgili, içinde gibi kelimesi geçen, gibi kavramını barındıran, sizler için seçilmiş ve hazırlanmış deyimlerin listesi aşağıdadır.

Deyimlerin üzerine tıklayarak anlamlarını, detaylı açıklamalarını, kullanım örneklerini ve günlük hayatımıza yansımalarını inceleyebilirsiniz.

Ve asla unutmuyoruz, dahi anlamındaki -de ve -da ayrı yazılır ;)

» gibi sözcüğünün anlamı nedir?

» gibi sözcüğünün ingilizce tercümesi

» gibi kelimesi ne demek?

gibi kelimesi ya da kavramı ile ilgili deyimler

Deyimler (235)

acem kılıcı gibi deyimi
Hem birinden yana hem de ona karşı olabilmek; aralarında sorun bulunan iki yanı da idare etmek; iki yanlı davranmak.

Örnek: Ona bakma sen, Acem Kılıcı gibidir. 2007
acem kılıcı gibi iki yanı da kesmek deyimi
hem birinden yana hem de ona karşı olabilmek; aralarında sorun bulunan iki yanı da idare etmek; iki yanlı davranmak. örnek: Ona bakma sen, Acem kılıcı gibidir. 1734
aç kurt gibi deyimi
çok büyük bir iştahla, aşırı bir istekle. örnek: Çocuk sofraya aç kurt gibi saldırdı. 2797
adam gibi deyimi
(1) insana yakışır bir biçimde. örnek: Adam gibi davransalar neyse... (2) işe yarar, iyi, iyice. örnek: Bu evde adam gibi bir makas yok mu? 1904
agop un kazı gibi bakmak deyimi
hiçbir şey anlamadan, aptal aptal, bön bön bakmak. 1659
agop un kazı gibi yutmak deyimi
aptallığı, bönlüğü nedeniyle hileli işlere inanıp kanmak, hileye, düzene aldanmak. 1778
ağızda sakız gibi çiğnemek deyimi
bir düşünceyi ya da bir sözü yineleyip durmak. 1766
ağzına geldiği gibi deyimi
söylediği sözlerin iyi mi kötü mü olduğunu düşünmeksizin. örnek: Lafını esirgemez, ağzına geldiği gibi konuşur. 1302
ahfeşin keçisi gibi baş sallamak deyimi
söyleneni anlamadan başıyla boyuna onaylamak. 2075
ahır gibi deyimi
çok geniş ve külüstür, bakımsız yer. örnek: Sinema dedikleri ahır gibi bir yerdi. 1733
ahu gibi deyimi
çok güzel (kadın). 2840
akrep gibi deyimi
sözleriyle, her fırsatta karşısındakini inciten (kimse). örnek: Akrep gibidir o, insanı hep yaralar. 2285
alay gibi gelmek deyimi
(bir şey, insana) inanılmaz görünmek. 1569
altın gibi deyimi
(1) altına benzer renkte, sarı. örnek: Altın gibi saçları vardı. (2) çok değerli, çok iyi. örnek: Altın gibi bir genç. (3) pürüzsüz, çok güzel. örnek: Şarkıcının altın gibi bir sesi var. 1438
anadan yeni doğmuş gibi olmak deyimi
(1) dertlerden, tasalardan, sıkıntılardan, korkulardan, kaygılardan kurtulmak, hiçbir derdi, sıkıntısı kalmamak. örnek: Şu iş bitti ya, anadan doğmuşa döndüm. (2) yeniden sağlığına kavuşmak, sağlıklı bir duruma gelmek. örnek: Hiçbir şeyim kalmadı artık, anadan doğmuşa döndüm. 1633
anamın ak sütü gibi helal olsun deyimi
(bir alacak ya da verilen bir şey için kullanılır) anamın sütü nasıl bana helal ise bu da sana öyle helal olsun. 2070
arap gibi olmak deyimi
güneşte çok yanmak, kararmak ya da kömür tozu vb. ile kara bir renk almak. örnek: Denizden dönenler arap gibi olmuşlardı. 1342
arapsaçı gibi deyimi
(iş, konu) çok karışık, karmakarışık. örnek: Bu konu arapsaçı gibi, içinden çıkmak güç. 2003
arı gibi deyimi
hiç durmadan çalışan, çok çalışkan (kimse). örnek: O arı gibidir, işlerini de iyi yapar. 2294
arı gibi çalışmak deyimi
hiç durmadan çalışmak. 2902
arı gibi sokmak deyimi
acı söz söylemek, iğnelemek. 2052
arı kovanı gibi işlemek deyimi
(bir yer) girip çıkanı çok olmak. örnek: Dükkânı arı kovanı gibi işliyor. 1416
arpacı kumrusu gibi düşünmek deyimi
üzücü, sıkıntı verici ya da çözümü güç bir olay karşısında ne yapacağını bilemez bir durumda, umutsuzca, derin derin düşünceye dalmak. örnek: Şurada arpacı kumrusu gibi düşünen kim? 2653
ateş alır gibi deyimi
çok çabuk, çarçabuk. örnek: Ateş alır gibi, bir geldi bir gitti. 2040
atlı ases gibi gezmek deyimi
gece gündüz demeden gezip tozmak, her kapının ipini çekmek. 1340
avara kasnak gibi işlemek deyimi
hiçbir işe yaramaksızın boşu boşuna çalışmak. 1867
avcunun içi gibi bilmek deyimi
(bir yeri) çok iyi tanımak, her şeyiyle ayrıntılı olarak biliyor olmak, çok yakından bilmek. örnek: Orayı avcunun içi gibi biliyormuş. 1545
ay gibi deyimi
(kadın ya da çok küçük çocuk için) çok güzel. örnek: Bir bebeği var, ay gibi maşallah! 1623
ay parçası gibi deyimi
(kadın ya da çok küçük çocuk için) çok güzel. örnek: Bir bebeği var, ay parçası gibi maşallah! 1962
ayağı yanmış it gibi dolaşmak deyimi
bir yerde duramayıp sürekli olarak gezmek. 2244
ayın on dördü gibi deyimi
(kadın için) yüzü çok güzel. örnek: Şirin, ayın on dördü gibiymiş. 2255
aznavur gibi deyimi
çok sert, zalimce, kırıcı, hoyratça davranan. 1664
bal gibi deyimi
(1) çok tatlı. örnek: Portakallar bal gibi çıktı. (2) kuşkuya yer olmayacak biçimde, kesin olarak, kesinlikle, kuşkusuz. örnek: Durumu sen de bal gibi biliyordun. 2431
balık gibi deyimi
kolayca ele gelmeyen, kaygan, kaypak (şey). 2980
balmumu gibi erimek deyimi
çok zayıflamak, incecik kalmak. örnek: Oğlan on beş gün içinde balmumu gibi eridi. 1493
balyoz gibi deyimi
mec. çok ağır, ezici (vuruş, yumruk). örnek: Oyuncu, balyoz gibi indirdiği yumruklarla hasmını yere serdi. 1595
barut fıçısı gibi deyimi
her an karışıklık, silahlı çatışma ya da savaş çıkabilecek durumdaki yer. örnek: Balkanlar barut fıçısı gibi olmuştu. 1602
barut gibi deyimi
(1) çok sert, hemen kızabilecek durumda (kimse). örnek: Babam barut gibiydi, üstelemedim. (2) çok acı ya da ekşi. örnek: Biber barut gibiydi. 2500
baston yutmuş gibi deyimi
(bir kimsenin duruşunu, yürüyüşünü anlatmak için kullanılır) dimdik. örnek: Orada öyle, baston yutmuş gibi oturmuştu. 1898
başı kazan gibi olmak deyimi
gürültü patırtıdan ya da çok çalışmaktan, başında uğultulu bir sersemlik duyumsamak. 2227
baykuş gibi deyimi
uğursuzluk getirdiğine inanılan kimseler için söylenir. 1952
bayrak gibi deyimi
kendini açık açık göstererek, kendini belli edecek bir biçimde. 1693
bayram koçu gibi deyimi
(erkekler için) gösterişli ve zevksiz bir biçimde giyinip süslenmiş olan. örnek: Adamı bir görsen, bayram koçu gibiydi. 1435
bebek gibi deyimi
(1) bebeğe yakışır biçimde, bebekçe (davranış). (2) çok güzel (kadın). 1482
benzetmek gibi olmasın deyimi
benzerlik kurmak ereğiyle söylemiyorum ama bu durumda olan şöyle kötü bir örnek vardı anlamında söylenir, örnek: Doğrusu, benzetmek gibi olmasın, babası da böyleydi, sonu hiç iyi değil. 1301
benzi kül gibi olmak deyimi
genellikle korkudan, yüzünden kan çekilmek, yüzünün rengi sararmak, yüzü soluk bir renk almak. 1387
berhane gibi deyimi
gereğinden çok büyük, koskocaman, (ev). 1289
besleme gibi deyimi
giydiğini kendisine yakıştıramayan, beslemeler gibi giyinen, kılıksız (kız). 1248
beton gibi deyimi
(1) çok sert, çok sağlam ya da dayanıklı. (2) mec. güçlü, sağlam, örnek: Spor insanı beton gibi yapar. 1504
bey danası gibi yan gelip geviş getirmek deyimi
hiçbir iş yapmadan yiyip içip keyfine bakmak. 1341
bey devesi gibi yan gelip geviş getirmek deyimi
hiçbir iş yapmadan yiyip içip keyfine bakmak. 1582
bey gibi yaşamak deyimi
varlık, bolluk, gönenç içinde yaşam sürmek. 1907
bıçak gibi kesmek deyimi
(1) çok keskin olmak. örnek: Kâğıt bile sırasında bıçak gibi keser. (2) ansızın ve tümüyle yok etmek, ortadan kaldırmak, örnek: İlaç ağrıyı bıçak gibi kesti. 1646
bıçak gibi saplanmak deyimi
(ağrı, sancı) ansızın ve şiddetle gelmek, örnek: Sırtıma bıçak gibi saplanan bir ağrı, beni uyutmadı. 1236
bıldırcın gibi deyimi
kısa boylu ve etine dolgun, küçümen ama alımlı (kadın). 1730
biber gibi deyimi
çok acı. 1415
biber gibi yanmak deyimi
çok acımak, şiddetli bir yanma duyumsamak. 1302
biblo gibi deyimi
zarif, ufak tefek, çok güzel (kız). 1845
bilmece gibi konuşmak deyimi
açık seçik, anlaşılır bir biçimde konuşmamak, kapalı, anlaşılmaz konuşmak. 1660
bir elmanın yarısı gibi deyimi
birbirlerine çok benzeyen kimseler için kullanılır, örnek: Şu çocuklara bakın, bir elmanın yarısı gibi, benzemek bu kadar olur. 1459
bodrum gibi deyimi
güneş görmeyen, pek hava almayan, basık tavanlı (oda). 1432
boğa gibi deyimi
vücudu iyi gelişmiş, çok güçlü görünen (genç erkek). 2608
bok gibi deyimi
arg. (1) (özellikle para için) çok. (2) çok kötü. 2009
bomba gibi deyimi
tkz. (1) çok iyi, gösterişli, sağlam, gözalıcı, çok iyi durumda, örnek: Bakımdan sonra arabam bomba gibiydi. (2) sağlığı yerinde, çok sağlıklı, örnek: Bugün bomba gibiyim. 1995
bomba gibi patlamak deyimi
(1) birdenbire öfkelenip yüksek sesle bağırıp çağırmak. (2) (bir olay) birdenbire ortaya çıkıp herkesi şaşırtmak, ortalığı altüst etmek. 1319
boncuk gibi deyimi
(göz için) küçük ve çok mavi. örnek: Çocuğun gözleri boncuk gibiydi. 2187
borazan gibi deyimi
çok kalın ve gür (ses). 1435
boru gibi ötmek deyimi
içi boş konuşmak. 4096
boyacı küpüne girmiş gibi deyimi
(kadın için) çok boyanmış, örnek: Gencecik kız boyacı küpüne girmiş gibiydi. 2826
boza gibi deyimi
(sıvı için) koyu ve bulanık. 1676
bozuk para gibi harcamak deyimi
(birini) en küçük çıkar için gözden çıkarmak, örnek: Güvenme ona, adamı bozuk para gibi harcar, öyle biridir. 1911
böcek gibi deyimi
(çocuk için) ufak tefek ve esmer. 1880
bulaşık suyu gibi deyimi
(içecekler ve sulu yiyecekler için) hiç tadı tuzu olmayan, kötü hazırlanmış, örnek: Kahvesi bulaşık suyu gibiydi. 1301
bulut gibi deyimi
arg. çok sarhoş, örnek: Adam bulut gibiydi. 1867
buz gibi deyimi
aşırı ölçüde soğuk. örnek: Çocuğun elleri buz gibiydi. 2226
buz gibi soğumak deyimi
artık hiçbir biçimde yakınlık duygusu taşımamak. 1813
bülbül çanağı gibi deyimi
çok ufak. 1245
bülbül gibi konuşmak deyimi
kolaylıkla konuşmak, örnek: İki yabancı dili bülbül gibi konuşuyordu. 1485
bülbül gibi söylemek deyimi
bildiklerini hiçbir şey saklamadan söylemek. 1323
bülbül gibi şakımak deyimi
güzel sesle ve neşeyle konuşmak. 2721
cadı gibi deyimi
(1) saçı başı dağınık, tırnakları uzun ve bakımsız, pis görünüşlü kadınlar için kullanılır. (2) çok becerikli (kadın), örnek: Bir kızı var, cadı gibi, yapamadığı yok. 1801
canavar gibi deyimi
(1) (kişi için) çok saldırgan ve iriyarı, çok güçlü. (2) mec. (makine için) güçlü bir biçimde çalışan, iyi işleyen, örnek: Baktım, arabanın motoru canavar gibiydi. (3) mec. aşırı ölçüde, çok fazla. örnek: Çocuk canavar gibi çalışmıştı. (4) mec. (çocuk için) çok haşarı, çok yaramaz, örnek: Küçük oğlan canavar gibiydi, dur durak bilmiyordu. 1829
canı gibi sevmek deyimi
çok sevmek. 1385
cehennem gibi deyimi
(hava, yer için) dayanılmaz derecede sıcak. 1631
cennet gibi deyimi
çok güzel, bağlık bahçelik (yer). 1759
ceylan gibi deyimi
(kadın için) ince yapılı ve güzel. örnek: O köyün ceylan gibi kızları vardır. 1515
cımbızla çeker gibi deyimi
inceden inceye arayıp bularak, örnek: Kusurluyu cımbızla çeker gibi ayırıvermişti. 1723
cıva gibi deyimi
ele avuca sığmaz, çok hareketli, yerinde 2090
cin gibi deyimi
çok akıllı ve becerikli, çok zeki (kimse). 1806
cumartesi kibarı gibi deyimi
süslenmek büyük bir özen göstererek ama çok zevksiz bir biçimde süslenmek. 1885
çağanoz gibi deyimi
vücudu eğri büğrü olan, yan yan yürüyen (kimse). 1576
çakı gibi deyimi
(kişi için) canlı ve çevik. 2155
çalı gibi deyimi
(saç, sakal vb.) çok sık ve sert. 1528
çamaşır değiştirir gibi deyimi
çok kolay bir biçimde ya da sık sık. örnek: Öyle çamaşır değiştirir gibi iş değiştirilmez. 1678
çamsakızı gibi deyimi
rahatsız edecek denli yapışkan olan, insanın yanından hiç ayrılmayan, sırnaşık (kimse). 1215
çapanoğlunun abdest suyu gibi deyimi
(çorba, çay vb. içilecek şeyler için) çok sulu, tatsız ve kötü görünüşte olan. 2007
çarşaf gibi deyimi
(göl, deniz için) durgun, kıpırtısız, dümdüz. 1558
çarşamba karısı gibi deyimi
saçı başı darmadağınık, giyimi kuşa mı özensiz kadın. 1363
çeki taşı gibi deyimi
çok ağır ve yerinden kımıldamaz. 1354
çelik gibi deyimi
çok güçlü, çok sağlam. 1813
çığ gibi büyümek deyimi
birdenbire ve etkileyici bir biçimde genişlemek. 1693
çıra gibi yanmak deyimi
büyük bir zarara uğrayarak perişan olmak. 1612
çiçek gibi deyimi
temiz ve bakımlı, çok temiz, pırıl pırıl. örnek: Evini çiçek gibi yapmıştı. 1931
çil yavrusu gibi dağılmak deyimi
(kalabalık için) bir tehlike karşısında birdenbire her biri bir yana kaçıp yok olmak. örnek: Polisi görünce çil yavrusu gibi dağıldılar. 1465
çiriş çanağı gibi deyimi
(ağız tadı için) yapışkan ve acı, çok tatsız. 1446
çivi gibi deyimi
(1) (su için) çok soğuk. örnek: Buzdolabından çıkardığı çivi gibi gazozu içti. (2) (insan için) sağlam ve çevik. örnek: Bu sabah çivi gibiydim. 1892
çivi gibi olmak deyimi
(el, ayak, parmak için) çok üşümek, örnek: Çocuğun elleri çivi gibi olmuştu. 2135
çocuk gibi sevinmek deyimi
pek çok sevinmek. 1833
çorap söküğü gibi gitmek deyimi
başlayan bir iş ya da birbirine bağlı işler arka arkaya ve kolayca yapılarak sürüp gitmek. 2062
çorba gibi deyimi
(1) (yemek için) pek sulu, gerekli kıvamı bulmamış. (2) (iş, durum vb. için) içinden çıkılması güç, çok karışık. 1395
çöp gibi deyimi
çok ince, incecik, çok zayıf. 1582
çörten gibi deyimi
ha. çok gür bir biçimde, oluk gibi. 1504
dağ gibi deyimi
(1) (insan için) çok büyük, çok iri ve güçlü, yiğit. örnek: Dağ gibi oğullarını toprağa verdiler. (2) (nesne için) pek çok. örnek: Dağ gibi buğday yığılmıştı. 2618
dal gibi deyimi
ince ve uzun yapılı, örnek: O zamanlar dal gibi bir delikanlıydım. 1919
dal gibi kalmak deyimi
çok zayıflamak. 1725
dalyan gibi deyimi
(kişi için) boylu boslu. 1856
dama taşı gibi oynatmak deyimi
sık sık yerini değiştirmek, (bir kimseyi) oradan oraya göndermek, sürmek ya da atamak, örnek: Hiç suçu yok ama adamı dama taşı gibi oynatmaktalar. 1534
damdan düşer gibi deyimi
(söz için) ansızın ve yersiz bir biçimde. 1920
davul gibi deyimi
çok şiş ve gergin. 1711
değnek gibi deyimi
çok zayıf, incecik (kimse ya da şey), örnek: Pınardan değnek gibi bir su akıyordu. 1348
deli dana gibi deyimi
dönenmek ne yapacağını bilemez durumda oraya buraya gidip gelmek. 1410
deli danalar gibi deyimi
dönenmek ne yapacağını bilemez durumda oraya buraya gidip gelmek. 1825
deli gibi deyimi
delinin yaptığı bir biçimde, deliye yaraşır bir davranışla, delice, delicesine. 1759
deli kızın çeyizi gibi deyimi
hepsi birbirine benzeyen, hepsi aynı türden düzülen ya da birbirine uymayan, yakışmayan, bol giyim ve ev eşyası için söylenir. 1586
deli pösteki sayar gibi deyimi
çok karışık, çok ayrıntılı ve sıkıcı, titiz ve ince bir çalışma gerektiren işle uğraşıldığını anlatmak için kullanılır. 1518
deve nalbanda bakar gibi deyimi
hiç görmediği, yadırgadığı bir şeye bakarcasına, ters ters. 1625
deve nalbanda bakar gibi bakmak deyimi
hiç görmediği, yadırgadığı bir şeye bakarcasına, ters ters bakmak. 1259
devekuşu gibi deyimi
uygun koşullarda bile terslik çıkaranlar için kullanılır. Yüke gelince kuş, uçmaya gelince deve. 2049
devekuşu gibi başını kuma gömmek deyimi
(1) gerçekleri görmemek için elinden geleni yapmak. (2) kendini aldatarak başkalarmı da aldattığını sanmak. (3) bir tehlike, önlenmesi gereken bir olay karşısında, işe yaramayacağı apaçık olan kaçamak bir yola sapmak. 1674
devekuşu gibi başını kuma sokmak deyimi
(1) gerçekleri görmemek için elinden geleni yapmak. (2) kendini aldatarak başkalarmı da aldattığını sanmak. (3) bir tehlike, önlenmesi gereken bir olay karşısında, işe yaramayacağı apaçık olan kaçamak bir yola sapmak. 1948
dini gibi bilmek deyimi
(bir şeyi) çok kesin bir biçimde bilmek. 1564
direk gibi deyimi
(1) sağlam ve iri yapılı (kimse). (2) kaim ve tedirgin edici (ses). (3) çok uzun (boy). 1261
dolap beygiri gibi dönüp durmak deyimi
değişikliği olmayan, tekdüze bir işte durmadan çalışmak. 1587
donyağı gibi deyimi
hiç konuşmayan, soğuk, hareketsiz, sevimsiz kimseler için söylenir. 1593
duba gibi deyimi
çok şişman (kimse). 1889
dut gibi deyimi
arg. ayakta duramayacak denli sarhoş. 1974
duvar gibi deyimi
(insan için) çok sağır. 1809
düdük gibi deyimi
(giysi için) çok dar, daracık. 1766
düdük gibi kalmak deyimi
(1) (insan) yapayalnız, bir basma kalmak, ortada kalmak. (2) incelmek, zayıflamak. 1322
düdük gibi olmak deyimi
(giysi) dar dikilmiş ya da daralmış olmak. örnek: Pantolon düdük gibi olmuş, giyilmiyor. 2088
düğün evi gibi deyimi
sevinçli ve telaşlı insanlarla dolup dolup taşan (yer). 1248
efendi gibi yaşamak deyimi
varlık içinde, rahat bir biçimde ömür sürmek. 1666
ejderha gibi deyimi
çok iri yapılı ve korkunç görünüşlü. 1728
eliyle koymuş gibi bulmak deyimi
hiç aramadan, olduğu yeri önceden biliyormuş gibi kolayca bulmak. 1735
elma gibi deyimi
(yanak için) sağlıklı ve kırmızı. 1823
elmas gibi deyimi
çok iyi nitelikli, çok temiz, çok değerli. 1767
erkek gibi deyimi
(1) erkeğe yakışır bir biçimde, örnek: Erkek gibi davranmıyor. (2) erkeğe benzer, örnek: Erkek gibi bir kadını kim alır? 1519
ermeni gelini gibi kırıtmak deyimi
ağır iş görenlere, ağır davrananlara alay yollu söylenir. 1522
eskisi gibi deyimi
şimdiye değin olduğu gibi, önceden olduğu üzere, önceki gibi. örnek: Burası eskisi gibi kalmalıydı. 1550
eşek gibi deyimi
incelikten uzak, düşüncesiz, kaba (kimse). 1959
eşek kuyruğu gibi, ne uzar, ne kısalır deyimi
tkz. (geliri, iş durumu, görevi vb. aynı kalan kimseler için) hiçbir gelişme, ilerleme göstermez, olduğu gibi sürer gider. 1684
eşkıya gibi deyimi
korku verici, ürkütücü bir görünüşü bulunan, yüzü, bakışları korkunç (kimse). 1810
etle tırnak gibi deyimi
Birbirlerine candan bağlı, aralarındaki ilişki çok güçlü, sıkı ilişkili.

Arkadaşım Eyüp ile ben etle tırnak gibiyiz.

Bütün hayatım boyunca etle tırnak gibi olduğum bir dostum olmadı. 2269
evladı gibi deyimi
evladına baktığı biçimde, özenle, titizlikle, örnek: Onları evladı gibi korurdu. 1577
evlat acısı gibi deyimi
evlat acısı ölçüsünde. 1364
evlat acısı gibi içine çökmek deyimi
yitirdiği bir şeye çok üzülmek. 1464
evlat gibi deyimi
evladına baktığı biçimde, özenle, titizlikle, örnek: Onları evlat gibi korurdu. 1869
faraş gibi deyimi
ağız için, çok büyük. 1703
fasulye gibi kendini nimetten saymak deyimi
yersiz olarak kendi kendine değer vermek. 2049
fasulye sırığı gibi deyimi
al. aşırı ölçüde zayıf ve uzun boylu (kimse). 1727
fındık kurdu gibi deyimi
(kadın için) ufak tefek ve tombulca. 2848
fırıldak gibi deyimi
verdiği sözden, öne sürdüğü görüşten sık sık dönen, sık sık düşünce değiştiren, güvenilmez (kimse). 1905
fırın gibi a deyimi
şırı ölçüde sıcak (yer). 1350
fırtına gibi deyimi
(1) ansızın, birdenbire, çok hızlı bir biçimde, hızla. örnek: Çocuk fırtına gibi sokağa fırladı. (2) hızlı davranan, ivecen, telaşlı, aceleci (kimse), örnek: Fırtına gibi birine ayak uydurulmaz. 1598
fıstık gibi deyimi
(1) besili ve canlı, dolgun, örnek: Biraz kendine baksan fıstık gibi olursun. (2) mec. çok güzel. örnek: Fıstık gibi işi beğenmedi. (3)arg. çok çekici, çok alımlı, çok güzel (kadın). 2148
fil gibi deyimi
çok yemek yiyen ya da gövdesiyle, ağırlığıyla fili andıran (kimse). 1929
filinta gibi deyimi
(erkek için) ince ve uzun boylu, yakışıklı. 1605
filiz gibi deyimi
ince ve güzel vücutlu (kimse). 1655
fincar gibi deyimi
(göz için) iri ve patlak. 1266
firez gibi deyimi
ha. çok zayıf (kimse). 1672
fişek gibi deyimi
çok büyük bir hızla. 2763
fitil gibi deyimi
arg. kendini bilmeyecek denli içkili olan, çok sarhoş. 1492
füze gibi deyimi
arg. (kadın göğüsleri için) iri ve dik. 2113
gavur orucu gibi uzamak deyimi
gereğinden çok sürmek, sürüncemede kalmak. 1466
gavur ölüsü gibi deyimi
çok ağır ve hantal (nesne). 1424
gereği gibi deyimi
nasıl olmak gerekiyorsa öyle. örnek: İşi gereği gibi yürütün. 1271
gibi gelmek deyimi
sanmak.örnek: Kalabalıkta onu gördüm gibi geldi ama aldanmışım. 1640
gibi olmak deyimi
bir duyguya, bir duruma yaklaşmak, örnek: Sözüme gelir gibi olmuştu. 1368
gibi yapmak deyimi
öyle olmadığı halde öyle imişçesine davranmak, örnek: Uyur gibi yapmak işime geldi. 1325
gibisine gelmek deyimi
ha. (birine) ... sanısı vermek, uyandırmak, ... gibi görünmek, ... imiş gibi gelmek, örnek: Yaparım gibime geldi ama yapamadım. 1471
gibisine getirmek deyimi
ha. ... sanısı vermek, uyandırmak, ... gibi davranmak, örnek: Öneriyi yerinde bulmamış gibisine getirerek, bizi yoklamak istedi. 1386
gölge gibi deyimi
varlığını belli etmeyen ya da etmeden, örnek: Dün bir gölge gibi geçti buradan. 1689
gözleri fal taşı gibi açılmak deyimi
büyük bir şaşkınlıktan ya da öfkeden dolayı gözleri doğal olmayan bir biçimde açılmak. 2322
gözleri fal taşı gibi açılmak deyimi
büyük bir şaşkınlıktan ya da öfkeden dolayı gözleri doğal olmayan bir biçimde açılmak. 2322
gözlerini fal taşı gibi açmak deyimi
çok şaşırdığını gözlerini aşırı ölçüde açarak belli etmek, şaşkınlıkla bakmak. 2165
gözü fal taşı gibi açılmak deyimi
büyük bir şaşkınlıktan ya da öfkeden dolayı gözleri doğal olmayan bir biçimde açılmak. 1718
gözü fal taşı gibi açılmak deyimi
büyük bir şaşkınlıktan ya da öfkeden dolayı gözleri doğal olmayan bir biçimde açılmak. 1718
gözü gibi esirgemek deyimi
bir zarar gelmesin diye özenle korumak. 1593
gözü gibi sakınmak deyimi
bir zarar gelmesin diye özenle korumak. 1690
gözü gibi sevmek deyimi
pek çok sevmek. 2090
hallaç pamuğu gibi atmak deyimi
Bir arada, toplu bulunan şeyleri ya da kimseleri dağıtmak, parçalamak; bu yolla sağa sola, her birini bir yana atmak.?Sizin takımı hallaç pamuğu gibi atacağız sahadan.? 1882
hızır gibi yetişmek deyimi
Dara düştüğü, çok sıkıştığı, çaresiz kaldığı bir zaman da, beklemediği bir kişi yardımına yetişmek. 1904
hokka gibi oturmak deyimi
Giysiler için giyen kişinin vücuda iyice uymasını, tam üstüne göre olmasını ifade eden deyim.

Anacığım ellerine sağlık, ördüğün kazak üstüme hokka gibi oturdu. 1656
kafası kazan gibi olmak deyimi
(1) Zihni yorulmak. (2) Gürültülü, patırtılı şeyler dinlemekten rahatsız olmak, yorgunluk duymak.?Kesin artık şu makinenin sesini, kafam kazan gibi oldu.? 1642
karınca duası gibi deyimi
Çok küçük, sık ve okunaksız, birbirine girmiş (yazı). 1818
karınca yuvası gibi kaynamak deyimi
Çok kalabalık ve hareketli olmak (bir yer).?Pasajın girişi âdeta karınca yuvası gibi kaynıyordu.? 1280
kazık yutmuş gibi deyimi
Dimdik (duran, oturan, yürüyen). 1557
kedi gibi dört ayak üstüne düşmek deyimi
En zor, en tehlikeli durumdan zarar görmeden kurtulmak. 1972
kedinin ciğere bakması gibi deyimi
İmrenerek, iştahla, ele geçirme isteği ile bakmak. 1727
kelle götürür gibi deyimi
Gerekli olmayan bir acelecilikle, bir şey ulaştıracakmış gibi çok hızlı koşarak. 1670
keman gibi deyimi
Çok düzgün ve güzel kaş anlamında kullanılır. 1469
kene gibi yapışmak deyimi
Yakasını bir türlü bırakmamak; istenmediği hâlde, çıkar sağladığı için birinin peşini bırakmamak.?Kene gibi yapışmıştı adamın yakasına, peşini bir türlü bırakmıyordu.? 1737
koyun kaval dinler gibi deyimi
Düşünmeden, hiçbir şeyi anlamadan, ne denildiğini kavramadan dinlemek.?Beni koyun dinler gibi dinleyip çekip gittiler.? 1940
kör değneğini beller gibi deyimi
Bir değişiklik, yenilik düşünmeden, hep aynı biçimde davrananların durumunu anlatmak için kullanılır. 1901
kumkumav gibi deyimi
Yapayalnız, tek başına. 1872
lök gibi oturmak deyimi
Bir yere bütün ağırlığıyla çökmek, oturup kalmak.?Sedire lök gibi oturunca gacur gucur sesler duyuldu.? 1854
mahşer gibi deyimi
Çok kalabalık.?Meydan mahşer gibiydi.? 2013
mal bulmuş mağribi gibi deyimi
Büyük bir zenginliğe kavuşmuşcasına büyük sevinç ve coşku ile. 1519
mantar gibi yerden bitmek deyimi
Birdenbire ya da kendiliğinden ortaya çıkmak.?Adamlar mantar gibi yerden bitmişlerdi, bir anda etrafımızı sarıverdiler.? 1833
mum gibi olmak deyimi
(1) Yaramazlığı, hırçınlığı, uyumsuzluğu bırakıp yola gelmek. (2) Razı olmak.?Askerde onun da mum gibi olacağına eminim.? 2499
nalıncı keseri gibi kendine yontmak deyimi
Hemen her işte kendi çıkarını düşünerek hareket etmek. 1741
paşa gibi yaşamak deyimi
varlık, bolluk, gönenç içinde yaşam sürmek. 1374
pestil gibi olmak deyimi
Çok yorulmuş olmak; kımıldayamayacak kadar bitkin, güçsüz düşmek. 1592
pişmiş kelle gibi sırıtmak deyimi
Anlamsız, çirkin, yersiz, dişlerini göstererek gülmek.?Pişmiş kelle gibi gülmeyi bırak da işine bak.? 1593
put gibi deyimi
Kımıltısız, sessiz, anlamsız bir bakışla. 2081
sakız gibi yapışmak deyimi
Peşini bırakmamak, ayrılmamak, istediğini yaptırmaya çalışmak.?Sakız gibi yapıştı yakama, bırakmıyor ki gideyim!? 1649
saman gibi deyimi
Tatsız, yavan. 1925
sırım gibi deyimi
İnce yapılı olmasına mukabil güçlü, dayanıklı.?Sırım gibi delikanlı olmuş.? 1894
su gibi akmak deyimi
(1) Zamanın çok hızlı geçip gitmesi. (2) Bol bol gelmek ya da gitmek (para, yiyecek vs.).?Para su gibi akıyor, o harcamayacak da ben mi harcayacağım?? 1740
su gibi bilmek deyimi
Çok iyi, yanlışsız bilmek veya okumak.?Senin konunu da su gibi biliyorum.? 1913
su gibi ezberlemek deyimi
Çok iyi, yanlışsız ve takılmadan söyleyebilecek ölçüde ezberlemek. 1720
su gibi gitmek deyimi
Bol bol harcamak.?Paralar su gibi gitti.? 1875
sucuk gibi ıslanmak deyimi
Baştan aşağı, elbisesinin ve vücudunun her yanına su değmek.?Hortumu üstüme tutup beni sucuk gibi ısladı.? 2106
süt dökmüş kedi gibi deyimi
Bir kabahat işleyip de bu kabahatinden dolayı utanan, korkan, çekinen kimsenin durumunu anlatmak için kullanılır. 1888
şaka gibi gelmek deyimi
Bir türlü inanamamak.?Bütün olup bitenler şaka gibi geliyordu onlara.? 1762
tabanı yanmış it gibi dolaşmak deyimi
bir yerde duramayıp sürekli olarak gezmek. 1684
temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp koymak deyimi
Bir meseleyi sürekli anlatmak, yeni bir şeymiş gibi birçok defa söz konusu etmek. 1565
tere yağından kıl çeker gibi deyimi
Hiç kimseye zarar vermeden, çok kolaylıkla kimseye hissettirmeden, kimi sorumluluklardan kurtularak.?Merak etme sen, tereyağından kıl çeker gibi halledecektir işi.? 1430
turp gibi deyimi
Çok sağlıklı, sağlam, rahatı yerinde.?Merak etme, turp gibi o.? 3656
turşu gibi olmak deyimi
Çok yorgun, bitkin düşmek.?Üç gündür çalışıyoruz, turşu gibi oldum, hiç hâlim kalmadı.? 1741
üvey evlat gibi saymak deyimi
Horlamak, haksızlık etmek, iyi davranmamak, küçümsemek.?Dokunma bana, beni hep üvey evlât gibi tuttun, ne zaman yaklaştıysam sana köşe bucak kaçtın benden.? 1398
üvey evlat gibi tutmak deyimi
Horlamak, haksızlık etmek, iyi davranmamak, küçümsemek.?Dokunma bana, beni hep üvey evlât gibi tuttun, ne zaman yaklaştıysam sana köşe bucak kaçtın benden.? 1717
yenilir yutulur gibi değil deyimi
(1) Yenmeyecek nitelikte (yiyecekler için). (2) Aşırı, çok pahalı. (3) Çok ağır, kabul edilmez (söz). (4) Kendisiyle başa çıkılamayacak durumda olan.?Doğrusu yenilir yutulur gibi değildi o sözler.? 1410
zemheri zürafası gibi deyimi
Kışın ince elbise giyip gezenler için söylenir. 1505
zeytinyağı gibi üste çıkmak deyimi
Bir konuda haksız olduğunu kabullenmeyerek kurnazlıkla kendini haklı ya da suçsuz çıkarmaya çalışmak. 2507

Rasgele Deyim Videosu

Kavrama Göre Rasgele Deyimler

Kavramlar - 1 (6)

Kavramlar - 2 (6)

Futbol Deyimleri

Birçoğumuzun en büyük tutkusu olan futbol ile hayatımıza giren deyimleri sizler için derledik...

Bilgisayar Deyimleri

Programlama algoritmalarının kodlanırken kullanıldığı programlama dili kavramlarını ve veri tabanı dili SQL...

Sağlık Deyimleri

Madem bu hayatta önce sağlık geliyor, o halde sağlıkla ilgili onlarca deyim de deyimler sözlüğümüzde yer al...

Motorcu Deyimleri

Hobisi motor olan motorsiklet düşkünlerinin kendi aralarında sıklıkla kullandıkları enteresan deyimlerin listesini...

Politika Deyimleri

Hayatımızın olmazsa olmazı, siyaset, politika ile ilgili jargonda yer alan deyimleri sizler için etüt edip, derleyerek...

Haber Deyimleri

5N-1K gibi en çok bilinen bir deyimin içinde bulunduğu haberler kategorisinde bakalım ilginizi çekecek başka ne deyimler yer...

Spor Deyimleri

Günlük hayatımızın vazgeçilmezlerinden birisidir spor. Hem sağlık için hem de görünümümüz için elzemdir spor yapmak. Futbol dışında...

Müzik Deyimleri

Ruhun gıdasıdır dediğimiz müzik ile ilgili günlük hayatımızda yer alan nice deyimler, nice sözler jargona girmiştir....

Alışveriş Deyimleri

Gel vatandaş gellll diye başlar alışveriş deyimlerimiz. Özellikle bayanları yakından ilgilendiren, damping, indirim, sezon sonu, seri sonu ve daha neler neler...